6 Eylül 2010 Pazartesi Posted by mindcrhyme | 17:03 -

2012'ye ne kaldı şurada?

nike reklamında şahane resim vermiş hoca!
 "üç değişim hakkımız var. Taktiksel değişimler yapabiliyor, kenardan bağırmayı seviyoruz, ama metrelerce ötedeki oyuncular bunu duyuyor mu tartışılabilir. Başarı için oyunculara bağımlıyız, teknik adamların rolünü çok abartmayalım"


Bunları söyleyen adam Guss Hiddink. Bu aralar basketbol takımının fena halde gölgesinde kalan milli futbol takımımızı emanet ettiğimiz "kurt hoca". Sözlerine tersten bakarsak şunu demeye getiriyor aslında; "elimdeki malzeme malumunuz, o yüzden çuvallarsak suç benim değil, memlekette yetişen oyuncularda."


O zaman insanın aklına ister istemez "hani Hiddink devrimci teknik adamdı" sorusu geliyor. Öyle ya, G.Kore'nin, Avustralya'nın makus talihini değiştirmiş bir adamdan bahsediyoruz. Velhasıl, bahsi geçen ülkeler için başarı çıtası yalnızca uluslararası turnuvalara katılmakken bizim beklentimiz epey farklı. Son 14 yılda üç Avrupa Şampiyonası, bir de Dünya Kupası serüveni yaşayan bizler, Euro 96 hariç katıldığımız üç turnuvanın da tozunu atıp geldik. Federasyon başkanımızın ve teknik direktörümüzün hedef diye önümüze koyduğu "her turnuvaya istikrarlı bir şekilde katılalım" mevzuu bizi keser mi?


iddialı konuşmayı pek sevmiyor Başkan.
Kesmez elbette! Hele 2008 Avrupa Şampiyonası'nı yaşadıktan sonra, katıldığımız ilk turnuvada finalden aşağısı kurtarmaz! Mustafa Denizli UEFA fatihi Galatasaray'dan tertip kadroyla çeyrek final gördü o turnuvada. Fatih Terim ise neredeyse sakatlar ordusu kıvamındaki takımı ilk dörde sokmayı başardı. Lakin federasyonun açıklamalarını kerteriz alırsak Hiddink'i başarılı saymak için yalnızca turnuvaya katılmış olmak yetecek. Hiddink'e bakarsanız O da üç aşağı beş yukarı aynı yönde konuşuyor. Hatta elindeki oyuncu kalitesine atıfta bulunarak sanki biraz da yolunu yapıyor.


Birinin federasyona ve milli takım teknik direktörüne bizim G. Kore yahut Avustralya olmadığımızı anlatması lazım. Bizi akıl - mantık - istikrar gibi hadiseler paklamaz. Çek'leri 15 dakikada 2-0'dan nasıl yendiğimizi, maçın son dakikalarında kalede oynayan Tuncay'ı, uzatmanın uzatmasında, ta 122'de Semih'in Hırvat'ları avlamasını gözlerinizin önüne getirin, sonra bir daha düşünün.


Biri çıkıp bize "2012'de kupayı kaldırmaya gidiyoruz" desin yahu! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder